Güç dediğimiz şey bazen bir anayasa maddesinde, bazen bir kurumun sessiz işleyişinde, bazen de dilin en küçük ayrıntısında gizlenir. Toplumsal düzeni ayakta tutan şey yalnızca tanklar, oy sandıkları ya da parlamento sıraları değildir; kelimelerin nasıl söylendiği, neyin bir kere olduğu, neyin sürekli tekrarlandığı da siyasetin ta kendisidir. Bu yüzden masum görünen bir soru, aslında siyaset biliminin kalbine dokunur: Bir kere de nasıl yazılır TDK?
Bir Kere De Nasıl Yazılır? (TDK’ye Göre Doğru Kullanım)
Türk Dil Kurumu’na göre “bir kere de” ifadesi ayrı yazılır.
Doğru kullanım:
✔ Bir kere de sen dinle.
Yanlış kullanım:
✘ Birkere de sen dinle.
TDK, “bir kere” ifadesini zarf olarak kabul eder ve “de” bağlacının her zaman ayrı yazılması gerektiğini vurgular.
TDK Kaynağı:
Ama burada durmak eksik olur. Çünkü siyaset bilimi açısından asıl mesele şu:
Neden “bir kere de” demeye ihtiyaç duyarız?
Dil, İktidar ve “Bir Kere” Meselesi
Dilin Siyasal İşlevi
Dil, iktidarın en görünmez araçlarından biridir. Antonio Gramsci’nin hegemonya kavramı tam da bunu anlatır: İktidar, yalnızca zorla değil, rızayla kurulur. Bu rıza ise çoğu zaman dil üzerinden üretilir.
“Bir kere de” ifadesi, gündelik hayatta sıkça bir itiraz, bir talep ya da bir yorgunluk anında ortaya çıkar. Bu, siyasal olarak da anlamlıdır.
– Bir kere de halk konuşsun
– Bir kere de muhalefet kazansın
– Bir kere de kurumlar şeffaf olsun
Bu cümlelerin her biri, mevcut güç ilişkilerine yöneltilmiş küçük ama anlamlı bir meydan okumadır.
Burada kendine sormak gerekiyor:
Dil mi gücü şekillendirir, yoksa güç mü dili?
“Bir Kere” ve Süreklilik – İstisna İlişkisi
Siyaset teorisinde istisna kavramı, Carl Schmitt’ten beri merkezi bir öneme sahiptir. Normal düzenin askıya alındığı anlar, iktidarın gerçek yüzünü gösterir.
“Bir kere de” demek, aslında şunu ima eder:
Normal olan bu değil ama bir istisna talep ediyorum.
Bağlamsal analiz:
Toplumlar, sürekli tekrar eden düzenler içinde yaşar. “Bir kere” talebi, bu tekrarın kırılma arzusudur. Bu, demokratik sistemlerde çoğu zaman değişimin ilk işaretidir.
Peki istisna, gerçekten değişimi mi getirir; yoksa sistemi yeniden mi üretir?
Kurumlar, Meşruiyet ve Dilin İnceliği
Meşruiyet Dil Üzerinden Nasıl Kurulur?
Max Weber’e göre iktidarın ayakta kalabilmesi için meşru görülmesi gerekir. Bu meşruiyet;
– Hukuki
– Geleneksel
– Karizmatik
kaynaklardan beslenir. Ancak bu kaynakların tamamı, kendini dil aracılığıyla ifade eder.
“Bir kere de” ifadesi, meşruiyet krizinin küçük bir göstergesi olabilir. Çünkü bu ifade, çoğu zaman şu anlamı taşır:
“Şimdiye kadar olanlar meşruydu belki ama artık yetmiyor.”
Sence meşruiyet, bir noktadan sonra dilde mi çözülmeye başlar?
Kurumların Tekrarı ve Yurttaşın Sabırsızlığı
Demokratik kurumlar, süreklilik üzerine kuruludur: seçimler, yasalar, prosedürler. Ancak yurttaş, bu tekrarın içinde kendini dışlanmış hissettiğinde dili değişir.
– Bir kere de referandum yapılsın
– Bir kere de halkın dediği olsun
Bu ifadeler, yurttaşlık bilincinin pasiflikten çıkıp talepkâr hâle geldiğini gösterir.
Bağlamsal analiz:
Dil, yurttaşın siyasal katılım düzeyinin aynasıdır. “Bir kere de” ifadesi, katılım arzusunun bastırılmış hâlidir.
Burada durup düşünmek gerekmez mi: Katılım neden sürekli “bir kere” ile sınırlı kalıyor?
İdeolojiler ve “Bir Kere De” Talebi
Popülizm ve Dilin Basitleşmesi
Popülist siyaset, dili sadeleştirir, keskinleştirir ve duygusallaştırır. “Bir kere de” gibi ifadeler, popülist söylemlerde sıkça yer bulur çünkü:
– Karmaşık sorunları basit taleplere indirger
– “Biz” ve “onlar” ayrımını güçlendirir
Örnekler tanıdık gelir:
– Bir kere de millet kazansın
– Bir kere de elitler kaybetsin
Bu noktada soru sertleşir:
Popülizm, gerçekten halkın sesi mi; yoksa halkın sabırsızlığını yöneten bir araç mı?
Liberal Demokrasi ve Sabır Sorunu
Liberal demokrasi, sabır ister. Kuralların işlemesi zaman alır. Ancak “bir kere de” söylemi, bu sabrı zorlar.
Bağlamsal analiz:
Modern demokrasilerde krizler, çoğu zaman sabır ile adalet arasındaki gerilimden doğar. “Bir kere de” demek, bu gerilimin dildeki karşılığıdır.
Sence demokrasi, sabırsız yurttaşla mı güçlenir; yoksa sabırlı yurttaşla mı?
Karşılaştırmalı Bir Bakış: Farklı Ülkelerde Aynı Talep
Bu ifade yalnızca Türkçeye özgü değildir. İngilizcede “just once”, Fransızcada “une fois seulement” gibi kullanımlar da benzer siyasal bağlamlarda ortaya çıkar.
ABD’de: Just once, let the system work for ordinary people.
Fransa’da: Une fois seulement, écoutez les citoyens.
Bu örnekler gösteriyor ki “bir kere” talebi, evrensel bir siyasal duyguyu temsil eder: görülme arzusu.
TDK, Dil Kuralları ve Siyasal Disiplin
Neden Doğru Yazım Önemlidir?
“Bir kere de nasıl yazılır TDK?” sorusu yalnızca dilbilgisi meselesi değildir. Kuralların varlığı, tıpkı anayasal kurallar gibi:
– Belirlilik sağlar
– Keyfiliği sınırlar
– Ortak bir zemin oluşturur
Meşruiyet, burada yeniden karşımıza çıkar. Dil kuralları, keyfi değil; uzlaşıya dayalıdır.
Peki kurallara uymak, her zaman itaati mi ifade eder?
Son Bir Değerlendirme
Bir kere de nasıl yazılır TDK? sorusu, yüzeyde basit bir dil bilgisi meselesi gibi durur. Ama biraz kazıdığında, iktidar, kurumlar, yurttaşlık, demokrasi ve katılım tartışmalarının tam ortasına düşersin.
Belki de “bir kere” dememizin nedeni şudur:
Sürekli tekrar eden bir düzen içinde, hâlâ değişimin mümkün olduğuna inanmak istiyoruz.
Şimdi kendine şu soruyu sor:
Eğer “bir kere de” gerçekten gerçekleşseydi, ardından ne gelirdi?
Tekrar mı, dönüşüm mü?